Kıbrıs Sorunu B.M. sübvansiyonuyla yeniden masaya yatırıldı. Taraflar bu kez Crans-Montana'da bir araya geldiler.
Son yapılan görüşmeyi diğerlerinden ayıran çok önemli bir detay vardı. Kıbrıs Rum Kesimi lideri Anastasiadis, Birleşmiş Milletler nezdinde istişare ederek ortaya attığı ve Avrupa Birliği'nden aldığı destek ile öne sürmeye cüret ettiği "Baskın Rum Otoritesi" fikri görüşmeleri sona erdirdi.
Her zaman olduğu gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Tarafı, her iki tarafında eşik hak ve sorumluluklarını ön gören eşitlikçi bir çözüm ortaya koyarken Kıbrıs Rum Kesimi lideri Anastasiadis Rumların Üstünlüğü'nü tescilleyecek, Kıbrıs'ın doğal kaynaklarını tümüyle Rumlara bırakacak, Türk Tarafının ise yalnızca "hayati" öneme sahip konularda kısıtlı yetkilerin verileceği kabul edilemez bir fikir ortaya attı; Desentralize Federasyon
Rum Liderin, Avrupa Birliği'nden aldığı cüret ve Birleşmiş Milletler'in taraflı tutumundan istifade ederek ortaya attığı Baskın Federasyon fikrine rağmen masadan kalkan taraf yine Kıbrıs Rum Kesimi oldu. Anastasiadis, yaptığı açıklamada "Ben siyasi eşitliği kendi halkıma açıklamakta güçlük çekiyorum" oldu.
Anlaşılan o ki; Kıbrıs Sorunu'nun çözümü Avrupa Birliği'nin Rum tarafına verdiği cesaret, Birleşmiş Milletlerin tarafsızlıktan uzak tutumu ve elbette Rum kamuoyunun hasmane tutumu ortadan kalkmadıkça mümkün olamayacak. Ancak Kuzey Kıbrıs'ta Türk Bayrağının 45 yıldır dalgalanıyor olduğu gerçeğini de değiştiremeyecek.
